Hastalar ve Hasta Yakınları


Creative Commons License

Güneş A. C., Göcen G. (Editör)

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Üzerinden Sağlık Davranış ve Etkileşiminin Araştırılması, Gülüşan GÖCEN, Editör, Değerler Eğitimi Merkezi, İstanbul, ss.123-146, 2021

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2021
  • Yayınevi: Değerler Eğitimi Merkezi
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.123-146
  • Editörler: Gülüşan GÖCEN, Editör
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Sağlık ve hastalık kavramları öncelikle tıbba ve biyolojiye ait yapılardır fakat bunlara giden yollar çok çeşitlidir. Bu kavramlar tıbbi olduğu kadar psiko-sosyal, kültürel, ekonomik, dini ve manevi alanların da etkisi altında olduğu için disiplinlerarası ve kurumlararasıdır. Bunun yanı sıra; insanın birey ve grup olarak çeşitliliği dolayısıyla hem evrensellik hem de yerellik barındırmasından dolayı, sağlık ve hastalık kültürlerarası niteliğe sahip ve bütüncül bir şekilde ele alınması gereken olgulardır. Bu projenin en genel manada amacı da sağlık psikolojisi ve iletişimi zemininde bu bütüncül bakış açısından hareketle, önemli tartışmaları da beraberinde getiren modern tıp (MT) ve geleneksel tıp (GT) karşılaştırması ya da birlikteliğinin arka planındaki psiko-sosyal-manevi faktörleri ortaya çıkararak, insanın ve toplumun istek ve ihtiyaçlarını gerçekçi bir şekilde anlamaktır. Ayrıca insanların sağlık değer ve davranışları ile yenilenmesi beklenilen sağlık iletişiminin; Manevi Danışmanlık ve Rehberlik (MDR) uygulamalarının bugün yeni bir kurum olarak karşımıza çıkmasında nasıl yer aldığını irdelemek, sağlık davranışı ve iletişiminde maneviyatın rolünü MDR üzerinden ele almak ve Türk toplumunun halihazırda var olan ve olmasını istediği sağlık değer, davranış ve iletişiminde MDR’den neler beklediğini ortaya çıkaracak bir araştırma yapmaktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün son verilerine göre tamamlayıcı sağlık yaklaşımlarının kullanımını etkileyen faktörler ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, dünya nüfusunun dörtte üçünden daha fazlası tamamlayıcı sağlık yaklaşımlarına güvendiğini belirtmektedir. Epistemolojik tartışma- ları bir yana bırakarak bu veriden hareket eden DSÖ de bu yoğun yönelime kayıtsız kalmayarak, üye ülkelerine bu alanın doğru, etkin ve güvenli kullanımını sağlayacak stratejiler geliştirmelerini önermektedir. Bir DSÖ üyesi olarak ülkemizde de bu gelişmelere binaen, 2011 yılında Sağlık Bakanlığı’nın Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı” ve 2014 yılında “Türkiye Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü” kurulması yönünde alınan kararlarla önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu düzenlemeler top- lumun GT uygulamalarına güvenli ulaşımı, konuyla ilgili araştırmaların yapılması, bu alandaki denetimsizliğe ve istismara son verecek çalışmalara resmiyet kazandırması açısından önemlidir. GT uygulamalarının içerisinde uzmanlıkları bilinmeyen ya da uzmanlığını sadece tecrübesi ile sabit kılan kişilerce Tıbb-ı Nebevi adı altında önerilen ürün ve tedavilerin artması ve gelenek- sel halk hekimliğinde uygulanan yöntemlerin uygulamalarında bulunan dini unsurların varlığının araştırma sonuçlarınca da ortaya konması; bütüncül tıp konusunda ilahiyat alanını da konuya da- hil etmektedir. Ülkemizde bu konuda yapılmış çalışma sayısı sınırlıdır. Çok disiplinli ele alınması gereken (tıp, farmakoloji, tarih, kültür, din ve toplum) bir mesele olan GT çalışmalarının ilk etapta daha çok tıp alanında ele alındığı, sosyal bilimlerin bu konuya uzak kaldığı görülmektedir. Araştırmanın amaçları göz önünde bulundurulduğunda, hem tarama yönteminden hem de ki- şilerin kendi dünyasına inerek yapılan birebir görüşmelerden elde edilecek derinlemesine bilgilere ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Bu sebeple araştırmada, konunun derinlemesine ele alınabilmesi için nitel desene öncelik verilmiştir. Geniş katılımlı bir şekilde konunun taraflarından (sağlık çalı- şanları, GT uygulamaları yapan kişiler, akademisyenler, hastalar, hasta yakınları) veri toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda ise Türkiye’de değişmekte olan sağlık davranışlarının arkasındaki deği- şim ile sosyal bilimler gibi yerelleşme istekleri karşısında sağlık bilimlerinin halihazırdaki imkan ve sıkıntıları dile getirilmiş olacaktır. Saha çalışanları ile sağlık talep edenler arasındaki iletişimin sağ-lanması için çözümler önerilecek, sağlık davranışı ve iletişiminde maneviyatla öne çıkan MDR’yi ortaya çıkarmış olan zemin analizi yapılmış olacaktır. Özellikle medya üzerinden sağlık beyanıyla ürünler satarken dini argümanların da kullanılması, inanç ve sağlık ilişkisini tekrardan ele almamızı gerektirmektedir. Bu nedenle bu konuyla ilgili temel durum tespiti ve ihtiyaç analizi yapmak hem de insanları istismar eden çevrelere karşı köklü çözümler getirilmesi için kurumlara strateji gelişiminde katkı sunulacağı planlanmaktadır.